<p style="text-align: right;">.</p> <p style="text-align: right;"></p> <p style="text-align: right;">.</p> <p style="text-align: center;"><strong>Ehlader Araştırma Bölümü</strong></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;">Suyûtî, Ebu'l-Hamrâ’dan ve Habbe el-Uranî’den şöyle nakletmiştir:</p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;">Hz. Peygamber (saa) Mescit’teki kapıların kapatılmasını emredince bu Müslümanlara ağır gelmişti. Hamza İbn-i Abdulmuttalib kırmızı kadifeden bir elbise içinde gözlerinden yaş akar bir vaziyette şöyle dedi:</p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;"><em>“Amcanı, Ebu Bekir’i, Ömer’i ve Abbas’ı çıkarıp amcan oğlunu (Ali’yi) yanında bıraktın.”</em></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;">O anda bir kişi <em>“Peygamber amcasının oğlunu yükseltmekten geri kalmaz.”</em> dedi. </p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;">Hz. Peygamber bu durumun Müslümanların ağrına gittiğini bildi ve emri üzerine <em>“Cemaat namaza gelsin!” </em>diye nida edildi. Müslümanlar toplanınca Peygamber Efendimiz minbere çıktı. Önce Allah’a hamt ve senada bulundu. Bundan önce daha fasih bir şekilde asla böyle bir hutbe verdiği işitilmemişti. </p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;">Hamd ve senayı bitirdikten sonra şöyle buyurdu:</p> <p style="text-align: justify;"></p> <blockquote> <p style="text-align: justify;"><em>“Ey insanlar! Bu kapıları ben kapatmadım ve ben açmadım. Sizi ben çıkarmadım ve amcamın oğlunu da yanımda ben tutmadım.”</em></p> </blockquote> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;">Hz. Peygamber ardından:</p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: center;"><strong>وَالنَّجْمِ اِذَا هَوٰىۙ مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمْ وَمَا غَوٰىۚ وَمَا يَنْطِقُ عَنِ الْهَوٰىۜ اِنْ هُوَ اِلَّا وَحْيٌ يُوحٰىۙ</strong></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;"><em><strong>“Andolsun indiği zaman yıldıza! Arkadaşınız dalalete düşmedi ve azmadı. O heva’dan konuşmaz. O vahiy edilen vahyin dışında bir şey değildir.”</strong></em><sup>[1]</sup> ayetlerini okudu.<sup>[2]</sup></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;">-----------------------------------------------</p> <p style="text-align: justify;">[1] Necm/1-4.</p> <p style="text-align: justify;">[2] Suyûtî, Celâl’ud-Din, Abdurrahman İbn Ebi Bekr, Ed-Durr’ul-Mensûr,Kum/İran, Kitabhâneyi Ayetullah Maraşî Necefî, 1404, VI, 122.</p> <p style="text-align: justify;"></p> <p style="text-align: justify;"></p>