Hz. Fatıma (sa) Bizim İçin Neyi İfade Ediyor?

.
.

Bismillahirrahmanirrahim

Hz. Fatıma’nın (s.a) biz Ehlibeyt dostları nezdinde çok ama çok farklı bir yeri olduğu herkesin malumudur. Fakat dışarıdan olaya bakan bazıları bunu anlamakta zorlanıyorlar ve nedenini sorabiliyorlar.

Bu yazıda bu neden ve niçinlere kısa da olsa cevap vermeye ve Hz. Fatıma’nın bizim için neyi ifade ettiğini bir nebze de olsa izah etmeye gayret edeceğiz.

1- Hz. Fatıma (s.a) Allah ve Resulü (s.a.a) nezdinde babasından sonra Emirü’l-Müminin Ali (a.s) ile birlikte en büyük makamlara sahiptir.

Mübahele Ayeti bunun açık ispatı değil mi? Allah-u Teâla Resulü’ne Âl-i İmrân Suresi’nin 61. ayetini indirerek hakkı kabullenmekte inat eden Necran Hristiyanlarını mübâheleye (lanetleşmeye) davet etmesini emretti ve şöyle buyurdu:

“Kim sana gelen bilgiden sonra seninle bu konuda tartışırsa, de ki: Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra mübahele (beddua) edelim de Allah'tan yalancılar üzerine lânet dileyelim."

Evet, bu hassas ve tehlikeli meydan okumaya “oğullar”, “kadınlar” ve “canlar” çağrılacaktı. Bu İlahi emri uygularken Allah Resulü binlerce Müslümanın arasından oğullar olarak sadece Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i, kadınlar arasından sadece Hz. Fatıma’yı ve Resulullah’ın canı mesabesinde sayılan sadece bir kişiyi, yani Hz. Ali’yi mübahele sahnesine çıkardı. Böylece onların Resulullah’a en yakın şahsiyetler olduğunu, ümmet arasında onların herkesten farklı olduğunu ve kimsenin onlarla kıyaslanamayacağını ve boy ölçüşemeyeceğini ortaya koydu. Mübahele olayında ve konuyla ilgili ayette fevkalade önemli noktalar vardır ki isteyenler ilgili kaynaklara ve tefsirlere müracaat edebilirler.

Kudsi bir hadiste Cebrail (a.s) Allah-u Teâla’dan Resulullah’a hitaben şöyle nakletmektedir:

“Ey Muhammed! Eğer Ali’yi yaratmasaydım, kızın Fatıma için yeryüzünde bir denk ve eş bulunamazdı; Âdem’den aşağıya kadar kimse onun küfvü/dengi olamazdı!”[1]

Allah Resulü (s.a.a) Hz. Fatıma’nın Hak Teâla nezdindeki değerini bir hadisinde şöyle beyan ediyor:

“Kızım Fatıma’nın nuru, Allah’ın nurundandır ve kızım Fatıma göklerden ve yerden daha üstündür!”[2]

Yine Hz. Fatıma’ya hitaben şöyle buyurmaktadır:

“Ey Fatıma! Müjdeler olsun sana; sen Allah katında “Makam-ı Mahmud”a (beğenilmiş şefaat makamına) sahipsin; sen sevenlerine ve taraftarlarına şefaat edeceksin. Ey Fatıma! Eğer (faraza) Allah’ın gönderdiği her peygamber ve mukarrep kıldığı her melek, sana düşmanlık eden ve hakkını gasp eden kimse hakkında şefaat etse bile, yine de Allah onu hiçbir zaman ateşten çıkarmaz!”[3]

Resul-i Kibriya’nın (s.a.a) bir hadisi de şöyledir: “Eğer iyilik-güzellik bir şahıs olarak canlansaydı o Fatıma olurdu; hatta Fatıma daha yüce olurdu. Şüphesiz kızım Fatıma, karakter, şeref ve yücelik açısından yer ehlinin en iyisidir.”[4]

Hz. Emirü’l-Müminin Ali’nin (a.s) de ilginç bir benzetmesi vardır; şöyle buyuruyor:

“Hasan ve Hüseyin bu ümmetin iki (Peygamber) torunudur; onlar Hz. Muhammed’e (s.a.a) göre baştaki iki göz gibidirler; ben, ona göre bedendeki el gibiyim; Fatıma ise bedendeki kalp gibidir!”[5]

2- Resulullah’ın (s.a.a) ona beslediği hayret verici sevgi ve gösterdiği saygı da yine onun tasavvurları aşan ne denli bir makama sahip olduğunu gözler önüne sermektedir.

Evet, Allah Resulü buyurmadı mı?:

“Fatıma benim vücudumun bir parçasıdır; onu üzen beni üzmüş olur!”[6]

Yine bir gün Allah Resulü Hz. Fatıma’nın elinden tuttuğu halde ashabın arasına geldi ve onlara hitaben şöyle buyurdu:

“Kim bunu tanıyorsa tanıyor, tanımıyorsa, bilsin ki bu Muhammed’in kızı Fatıma’dır; o benim vücudumun bir parçasıdır; o benim kalbim ve içimdeki ruhumdur! Kim ona eziyet ederse, bana eziyet etmiş olur ve kim bana eziyet ederse, Allah’a eziyet etmiş olur!”[7]

Yine buyurmuştur:

“Şüphesiz ki Fatıma vücudumun bir parçasıdır; ona eziyet eden bana eziyet etmiş olur; bana eziyet eden şüphesiz ki Allah’a eziyet etmiş sayılır. Kim ona vefatımdan sonra eziyet ederse, hayatımda eziyet etmiş gibi olur ve kim hayatımda ona eziyet ederse, vefatımdan sonra eziyet etmiş sayılır!”[8]

Allah Resulü (s.a.a) ne zaman bir yolculuğa çıksaydı, en son vedalaştığı kişi Hz. Fatıma olurdu; ne zaman yolculuktan dönseydi ilk uğradığı kişi yine Fatıma olurdu![9]

Resulullah’ın eşlerinden birisi şöyle nakleder:

“Ne zaman Hz. Fatıma babasının yanına gelseydi, Allah Resulü yerinden kalkar ona doğru ilerler, ellerinden öper ve kendi yerine oturturdu!”[10]

Yine Resulullah’ın eşlerinden şöyle nakledilmiştir:

“Resulullah nezdinde Ali’den daha sevimli bir erkek ve Fatıma’dan daha sevimli bir kadın yoktu!”[11]

Bu muhabbet ilişkisi o kadar şiddetliydi ki Allah Resulü ona “Babasının Annesi” künyesini vermiş ve hakkında defalarca Babası ona feda olsun, babası ona feda olsun, babası ona feda olsun!” buyurmuştu.[12]

İşte Fatıma isminin bize ifade ettiği şahsiyet böyle bir şahsiyettir.

Bunu sadece bir baba-evlat ilişkisi üzerinden değerlendirmek, oldukça sığ bir düşünce olmakla birlikte, hem Resulullah’a hem de Hz. Fatıma’ya olan yabancılığın bir ifadesidir ve onlara cefadır.

3- Fatıma ismi bize tevhidi, ilim-irfan aşkını, kulluk ve ubudiyeti ve Hakk’ın muhabbet ve aşkını hatırlatmaktadır.

Zira o her şeyden önce Hak Teâla’nın kâmil bir kuluydu. Her şeyiyle Hakk’a teslimdi; ibadete âşıktı; İbadet mihrabında o kadar ibadete dururdu ki mübarek ayakları şişerdi; ibadetlerinde Allah korkusu ve huşusuyla ağlardı; haftanın her günü için özel duaları; namazlardan sonra özel duaları, takibatı vardı.

Resulullah (s.a.a), Hz. Fatıma (a.s) hakkında şöyle buyuruyordu:

“Allah-u Teâla, kızım Fatıma’nın kalbini ve azalarını, imanla öyle doldurmuştur ki, Allah’ın itaati için kendisini bütün meşguliyetlerden uzak tutmaktadır.”[13]

İrşadü’l-Kulub kitabında şöyle nakledilmiştir:

“Hz. Fatıma (a.s), namazında Allah korkusundan ard arda nefes alıyordu (nefes alıp vermesi güçleşiyordu).”[14]

İmam Ali (a.s) evlendiği gece Hz. Fatıma’yı (s.a) üzgün görünce; “Neden rahatsızsın?” diye sordu. Hz. Fatıma (s.a) şöyle cevap verdi: “Ömrümün tükeneceği ve kabir evine konulacağım zamanı hatırladım. Babamın evinden bu eve göçmem, buradan kabir evine göçeceğimi hatırlattı bana. Allah aşkına gel de bu gece namaza durup birlikte Allah’a ibadet edelim...”[15]

Bir defasında Hz. Cebrail Resulullah’a (s.a.a) nazil olarak ibadet halinde olan Hz. Fatıma’nın, Allah’tan ne isterse icabet edileceğini ona haber vermesini istedi. Resulullah da buna Hz. Fatıma’ya iletince kızının şu muhteşem cevabıyla karşılaştı: “O’nun huzurunda/hizmetinde olmak beni O’ndan bir şey istemekten alıkoymuştur. O’nun kerim vechine bakmaktan başka bir talebim yoktur benim!”[16]

4- Hz. Fatıma hak ve batılı, doğru ve yanlışı teşhis etmede bizim için bir mihenk taşıdır. Zira Resul-i Kibriya (s.a.a) buyurdu: “Fatıma’nın rızası Allah’ın rızası ve Fatıma’nın gazabı Allah’ın gazabıdır.”[17]

Bu hadis cüzi farklarla Şii kaynakların yanı sıra çeşitli Sünni kaynaklarda da birçok senetle nakledilmiştir. Örneğin şu kaynaklara bakılabilir: Hâkim, el-Müstedrek, c. 3, s.167, Heysemi, Mecmeü’z-Zevâid, c. 9, s. 203, Taberi, Zehâirü’l-Ukbâ, s. 39)

Bu hadis açık bir şekilde Hz. Fatıma’nın masumiyetini göstermektedir.

5- Fatıma sevgisi bizim için risaletin karşılığını ödemektir. Risalet nimetine şükretmektir. Resul-i Kibriya’ya kadirşinaslık borcumuzu ödemektir.

Zira Allah-u Teâla Resulü’ne şöyle buyurmaktadır:

“De ki ben o (risaletime, 23 yıllık emeğime) karşılık yakınların (Ehlibeyt’imin) sevgisinden başka bir şey istemiyorum.”[18]

Fatıma’yı sevmek, Allah’ı sevmektir, Resulullah’ı sevmektir. Bütün güzellikleri, yücelikleri sevmektir. Çünkü o, bütün güzelliklerin ve yücelikleri mücessem halidir.

6- Hz. Fatıma, kadının insan yerine konulmadığı bir ortamda ve zamanda İslam’ın ve Peygamberinin kadına verdiği değerin mazharı olmuş ve kadının fazilet ve kemalde nerelere ulaşabileceğini en mükemmel şekliyle âlemlere göstermiştir.

7- Hz. Fatıma bizim için en mükemmel kız evladı, en mükemmel eş ve en mükemmel anne örneğidir. O öyle bir şahsiyettir ki nikâhı semada Allah-u Teâla eliyle ve meleklerin şahitliği ile kıyılmıştır. Sonra bir meleği yeryüzüne göndererek, yeryüzünde de nikâhlarının Resulullah’ın eliyle kıyılmasını emretmiştir.[19]

Hz. Ali (a.s), Resulullah’ın “Ya Ali! Eşini nasıl buldun?” sorusuna “Allah’a itaat etme yolunda en iyi yardımcım olarak buldum.” cevabını vermişti.[20]

Yine şöyle demişti onun hakkında Hz. Ali (a.s):

“Allah’a yemin olsun ki, son anına kadar, bir kere olsun ben onu, ne öfkelendirdim ne de bir şeye zorladım; o da beni bir kere olsun öfkelendirmedi ve herhangi bir konuda bana karşı gelmedi. Ben ne zaman ona baksaydım, bütün sıkıntı ve kederlerim bertaraf olurdu!”[21]

8- Onun kısa bir ömürle ne denli yüce bir manevi makama ulaştığı, akıllara şaşkınlık verecek derecededir. Ona Kevser (bol hayır kaynağı), Mübareke (bereketli) lakapları boşuna verilmemiştir.

Bunlar Fatıma isminin bizim için ifade ettiği derin hakikatler ve güzelliklerden sadece birkaçı. Allah’ın salat ve selamı onun, babasının, kocasının ve nur evlatlarının üzerine olsun. Rabbim dünya ve ahirette bizi onlardan ayırmasın. Âmin!

- - - - - - - - - - - - - -


[1] (Sadûk, Uyûnu Ahbâri’r-Rıza, c. 1, s. 225)

[2] (Meclisi, Bihârü’l-Envâr, c. 15, s. 10)

[3] (Meclisi, Bihârü’l-Envâr, c. 29, s. 346)

[4] (Hârezmi, Maktelü’l-Hüseyn, c. 1, s. 60)

[5] (Meclisi, Bihârü’l-Envâr, c. 39, s. 352.)

[6] (Sahih-i Buhâri, cüz: 5, Menâkıb-ı Fatıma Babı, Hadis: 29; Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1902, Bab: 15, Hadis: 93-94-95)

[7] (İbn-i Sabbâğ Mâliki, el-Fusûlü’l-Mühimme, s. 146)

[8] (Sadûk, İlelü’ş-Şerâyi’, c. 1, s. 186-187)

[9] (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, c. 2, s. 361, Taberi, Zehâirü’l-Ukbâ, s. 37)

[10] (Sünen-i Tirmizi, c. 2, s. 319, Hâkim, el-Müstedrek, c. 3, s. 167)

[11] (Tusteri, İhkâkü’l-Hak, c. 10, s. 167)

[12] (İbn-i Şehrâşub, el-Menâkıb, c. 3, s. 343)

[13] (Meclisi, Bihârü’l- Envâr, c. 43, s. 46)

[14] (Deylemi, İrşad’ul- Kulub, s. 105)

[15] (Tusteri, İhkâkü’l- Hak, c. 4, s. 481)

[16] (Deştî, Nehcü’l-Hayât, s.99)

[17] (Şeyh Mufid, el-Emâli, s. 94)

[18] (Şura, 23)

[19] (Taberi, Zehâirü’l-Ukba, s. 32)

[20] (İbn-i Şehraşub, el-Menâkıb, c. 3, s. 356)

[21] (İrbili, Keşfü’l-Ğumme, c. 1, s. 373)