Deve mi At mı?

.
.

Deve mi At mı?

Paulo Coelho tarafından kaleme alınan ve dünyanın en çok satan kitaplarından birisi olan Simyacı'yı okuyanlar, kitabın bir yerinde yazarın şöyle yazdığını görmüşlerdir:

Simyacı dedi ki: “Mısır'a ulaşmak için çölü geçmek istediğimizde yarın, deveni satıp bir at al.” dedi. Genç de: “neden?” dedi. Şöyle cevap verdi Simyacı:

“Haindir develer. En küçük bir yorgunluk belirtisi göstermeden binlerce fersah yol alırlar. Sonra birden dizüstü çöküp ölürler. Oysa atlar yavaş yavaş yorulur. Sen onlardan neler isteyebileceğini ve ne zaman öleceklerini bilirsin. Yol boyunca yorgunluğunu belli eder ve binici, atı dinlendirmesi ve tedavi etmesi gerektiğini anlar.”

Hayat yolculuğunda bedenimiz de bizim devemizdir.

Altmış yaşına kadar aynı yirmi yaşındaki bir genç gibi, çevik ve yorulmaz olduğumuzu düşünürüz. Sabahtan akşama kadar okul, iş ve..

Bu bedenin artık eski yetilerine sahip olmadığına ve yakın zamanda sahibini yalnız bırakıp gideceğine inanmıyoruz. İnanmak istemiyoruz..

Nice mutlu ve sağlıklı olan pek çok arkadaş ve akraba tanıyoruz ve birdenbire, herhangi bir sorun ya da sebep olmadan, canlarını teslim edip gittiler. Aniden hiçbir uyarı olmadan ve hiçbir hastalık olmadan hem de. Kimisi de son ana kadar gizlenmiş bir hastalığın aşikâr olmasıyla.

Ölümün davulla zurnayla gelmediğini asla unutmamalıyız. Hatta mesaj dahi göndermez bizlere.

Bu gece yatmadan önce aynaya biraz daha dikkatli bak!

Sen on yıl önceki o kişi değilsin.

Kendini bu kadar çok yormamalısın.

Ruhunu bu kadar çok zorlamamalısın.

Hele ki sana faydası olmayan şeylere ve kişilere..

Gelir ne kadar yüksek olursa giderler de o kadar yüksek olur bunu da asla unutma.

Şu cümleleri hatırla:

"Seksen yaşına kadar yaşadığını ama malının nispeten daha az olduğunu görmeye çalış; bu altmış yaşına kadar yaşayıp milyarlara ulaşıp ve ardından göç edip gittikten sonra mirasının bölünmesinden daha hayırlıdır."

Bu sefer aynanın karşısına geç;

Ve öncekilerin aksine her zamanki gibi hızlıca bir göz atmaktan ziyade bu sefer kendine dikkatlice ve sevgiyle bak!

Her zaman böyle kalmayacaksın!

Artık biraz da kendimiz hakkında huzur içinde düşünmeye başlayalım,

Eskilerin dediği gibi, “biraz da canımızı yaşlılığımız için saklayalım.”