.
.

Ehlader Araştırma Bölümü

İnsanın bu dünyadaki en önemli görevi Allah’ı tanımak, ona kulluk etmek, insanî ve ahlaki değerlere bağlı olarak yaşayıp ahiret hayatına hazırlanmaktır.

Bu görevini en güzel şekilde yerine getirebilmesi için insanın önce kendini tanıması, vazife ve sorumluluklarını iyi bilmesi gerekmektedir.

Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz;  Şüphesiz biz insanı, karışım hâlindeki bir nutfeden yarattık. İmtihan edelim diye onu işitir ve görür kıldık.”[1] buyurarak, hem yaratılışımız hem de amacı hakkında bizlere fikir vermektedir.

 

İnsan harika bir yaratılışa sahiptir. Her insan ayrı bir güzelliğe sahiptir. Bu güzel yaratılış akıl, irade ve düşünme yeteneği gibi birçok özellik ile de desteklenmiştir. Kur’an-ı Kerim’de bu durum şöyle ifade edilmektedir:

Hazreti İbrahim’in Örnekliği Hazreti İbrahim’in Örnekliği

“Biz, gerçekten insanı en güzel surette yarattık.”[2]

 

En güzel şekilde yaratılan insan aynı zamanda sorumluluğu olan bir varlıktır. Bu durumu Yüce Allah şöyle beyan etmektedir: “Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?”[3] Bir başka ayette ise; “İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder.”[4]  buyurulmaktadır.

İnsan eğer kendisinin ve vazifesinin bilincinde olursa, o zaman, kendisini yaratan ve ona bu vazifeleri yükleyen Rabbinin de bilincinde olur. Bu irtibat, meyvenin ağacına olan irtibatı gibidir. Bir meyve, nasıl ağacında olduğu sürece gelişir güzelleşir ve canlılığını korur ise, insan da iman edip kendini ve Rabbini tanıyıp ibadetlerini yerine getirdiği müddetçe Allah ile irtibatını korur ve geliştirir. Aksi halde hem Rabbinden hem de kendinden habersiz bir şekilde yaşayarak dünya ve ahiret saadetinden mahrum kalır.

İnsanın kendini bilmemesi, görev ve sorumluluklarının farkında olmaması, insan için büyük felakettir. Çünkü kendini bilmeyen insan Allah’tan da gafil olur.

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bu kimseleri şu şekilde uyarmaktadır: 

“Allah’ı unutan, bu sebeple Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayınız. İşte onlar fasık kimselerin ta kendileridir.”[5]

 “İlim, ilim bilmektir. İlim, kendin bilmektir.

Sen kendini bilmezsen. Bu nice okumaktır!.”

- - - - - - - - -

[1] İnsan, 76/2.
[2] Tin, 95/4.
[3] Mü’minûn, 23/115.
[4] Kıyamet, 75/36.
[5] Haşr, 59/19