Ahmed ile aydınlanır on sekiz bin âlem Yerin göğün hükmü odur hamd-ı liva âdem
Dinle ey yaren bu cezbe sırrı Rabbani’dir
Devran üzre dönen hakikati Rahmani’dir
Yüceden uludur akıl ermez Celali’ine
Kâinat onca varlık müştaktır Cemali’ne
Ol dedi hay oldu akıl vasfına ermedi
Aşkın sırrı nicedir kalemi Nun bilmedi
Kur’an’la beyan eyledi levlake Mustafa
Yezda’nın vücudu oldu aşikâr kul Sefa
Külli hayat varlık onunla oldu hem beyan
Ehl-i âlem âşık, yâre lebbeyk dedi ayan
Rahman’ın mülkü yoktur bir sonu nihayeti
Ahmed sonsuza dek seçtiği ulu ayeti
Yâri cihan onda eyledi nice tecelli
Hakkın cilvesi oldu vücudu Ahmed belli
Velayetine mümin olan oldu hey İslam
Cennet oldu aşkı müştak tahiyyat ve selam
Kıble-yi Mustafa cihana oldu secdegâh
Hey hak secde edilen Âdem odur padişah
Hûda kendin eyledi cemalinde aşikâr
Bütün kevnû mekânı ona kıldı sevdakâr
Resul-i Hûda oldu kudretin ol mazharı
Rahman’ın arşta övülmüş nadide cevheri
Odur ilim şehrin sahibi yüce azamet
O şehre kapı oldu Ali ulu keramet
Nice âlemlere eyledi fermanı sultan
Geldi kapısına imam Ali şah-ı merdan
İki nur, nurana kıldılar sucudû tesbih
Rabbin lütfudur Muhammed Ali oldu tenzih
Her kim eder Mustafa’ya biat alır eman
Her ne müşkülü var icabeten iner derman
Hakkını tanımayan namert uğrar hüsrana
Cehl-i cehaletle olur mürted bil ey rana
Özü kelimullah, sözü latif-i Hûda’dır
Sırat-ı Haktan çıkan azgın şerr-i cüdadır
Ahmed ile aydınlanır on sekiz bin âlem
Yerin göğün hükmü odur hamd-ı liva âdem
Allah sırrına oldu miracı ulu mazhar
Hitab Ali sözü Resul’e verildi Kevser
Aşkla yeri göğü kuşatan Hâtem-i Resul
Hak onla indirdi cihana mizan ve usul
Ey yaren hak tenzih eyledi nefsi Ahmedi
Zatı pakizeleri övülmüş Muhammedi
Âlem ve Âdem’in varlık nedenidir nebi
Köleler içinde kemter kul Ali’dir tabi
Hak dedi evvel ve ahir batın, zahir odur
Hesap kitap eşya ve ecza her oluş odur
Nübüvvet ve risalete hâtem Habibullah
Enbiyanın söz ve ahdi şah-ı Resulullah
Âdem ve âdemlere vesile oldu azam
Adına felekler eder devran-ı muazzam
Gül cismi letafetten coşa gelir ol latif
Odur rahmet sahibi her keramete akif
Cennetler yerle gök odur eflak-ı felekler
Kâinat varlık eder ona secde melekler
Nuru ilahi vahid hayru’l beşer Mustafa
Onunla bir nur nurundan var oldu Mûrteza
Ali Ahmed’in sevgilisi Muhammed Ali
Ene nefsim dedi Resul kulkefa ya Ali
Risaletin kıldı Hak Teâlâ heran daim
Velayetin etti sonsuz Mehdi ile kaim
Allah Ahmed’i seçti insana yar Muhammed
Ali’yi Yezdan kıldı ona eyledi himmed
Zülcelal’in en büyük esmasıdır Muhammed
Kalbinde Ali aşkına hak dedi ya Ahmed
Resul’e bela deyen dil olur Ali Âdem
Başına taç konur ona muti olur âlem
Resulü Kibriya hulgün azimin mazharı
Ali can canana yar mülkün feda Haydari
Ahmed hakka müstakim kurtuluş yolu İslam
Ali eyledi tasdik aşk ile verdi selam
Sen olmasaydın olmaz idi âlem ve Âdem
Ali oldu müştak bu sırra eyledi hem dem
Mürşidi kâmil yetti hakka zati payidar
Ki hakkın zatı onda oldu zuhur aşikâr
Ahmed’i bilen Ali’dir, Ali bilir Ahmed
Resul dedi Ali benden, bende Ali Ahmed
Emin’i sultan levlak etti dinin aşikâr
Bu yolda bin kere canın verdi Ali Haydar
Ali’nin küfre vuruşu derbi mesel oldu
İnsi cinin ibadetinden hey yüce oldu
Muhammedi Mustafa gabe gabseyin yakin
Ali nur içinde saçılmış incidir sakın
Nübüvvetin kemali velayeti Resul’dur
Yol budur, erkân budur kanunu asıl budur
Âlem’de ne varsa batın ve zahiri Ahmed
Batın ve zahir ol aşikâr Ali Muhammed
Velayet dinin kemali, ikmali süsüdür
Kıyamete dek baki din İslam’ın özüdür
İki âlemin sultanı hey Ali Mevladır
Ona dost olan iki cihan bana evladır
Hüseyni Muhammed Ali’nin aşkına feda
Arzun kâmil imansa kulluğun eyle eda
Hüseyin Adıgüzel